Çilingir ol derdi babam
Bir bileziğin olsun
Elin ekmek tutsun
Çilingir olamadım ama
sofrasını kurdum
Bir kadın sevdim
gençtim
Bana kalbini sundu
Anahtarı yoktu
Çilingir ol derdi babam
Bir bileziğin olsun
Elin ekmek tutsun
Çilingir olamadım ama
sofrasını kurdum
Bir kadın sevdim
gençtim
Bana kalbini sundu
Anahtarı yoktu
Yolunu şaşırdı
yağmur ve insan
Sevgili yaradan
Eskiden senden gelen yağmur
şimdi balkanlardan geliyor
Gözünü dört aç insanlar şaşıyor
Merhaba
-Bu gün nasılsınız
(hep bir ağızdan
-Kuralına göre
Derler ki
şairler bahşiş almaz
Ve yine derler ki
bütün şairler puşttur
herkes gibi
Rahman ve rahim olan şiir
seni bir celsede boşuyorum
metresim olur musun
Ölüyorum ben
ben ölüyorum
Şimdi sevişebilir ihanetler sadakatle
Herkese benden sütlü kahve
şiir bitti makasını kullan
Herkesin bir hikayesi
HİKAYENİN ÖNCESİ
Meşgul bir orkide sarrafıyım ben
Narçiçeği toplarken kayboldum
aynı yerde dönüp durdum
oracıkta uyumuşum.
Bir rüyada dolaşıyorum.
Gece
sorular soruyorum
Geceler kimseyi dinlemez oldu
unutmuşum
Biri çıkıyor karşıma
aşk şeytanı diyorlar adına
-Güneş nereye gitti diyorum
-Yarın yine gelecek diyor
Yüzünde sessizce örtülmüş kahkaha
şeytana uyuyorum
HİKAYE
Ölmemi istiyordun
öldüm işte
Sen gülmezden önce
uyanamadım ben gözlerine
Söylenecek birkaç söz vardı sustum
çünkü ben bu dünyanın üvey çocuğuyum
Sen konuşmazdan önce hayat
Dizginleri tutulamayan tay gibi
akan nehirdi sanki
Sesin durgun bir deniz
her yanın küçük mutluluklar durağı
Koşan iki doru at
biri afra tafra diğeri
bana gülümse
Mutluluk kaça gidiyor bu günlerde
HİKAYENİN SONRASI
Aşkın şaşırması ve şaşırmaması gereken şeyler bellidir
Bu aşka sus koy
Beni burada katil bırak
Ben neyim ki
hepi topu her derde şifa
Aslı ayvaz
gülüm ölüler gıdıklanmaz
Bu dünyada herkesin haklılığı
Benim olduğum yere kadardır
‘Kendine yabancı herkes tanışsın kendiyle’ demişsin,
Kelamını aldım.
Her şey yaşlanıyor, yalnızlık kalıyor geriye.
Bana şunu öğretti ki hayat
-kimse tek başına güzel değil-
Hüzün dedikleri potansiyel bir fahişe
baban bile böylesini görmemiştir.
Yalnız sen ve acılarım umurumdasınız
demek istemiştim
ama aşk
çok yalan bilir
ben pek azını söylerim
çünkü bilirim;
rüzgara karşı koşarsan daha fazla üşürsün
yürürsen kaderine durursun.
Görüyorsun ya
yasal bir serseriyim ben.
Yani seninle biz aynı yılın
İki ayrı mevsimi gibiyiz.
Ummana kurban olayım
Üç kadeh rakıdan güzeli yok
Bu gece bütün ağlara takılıyorum.
Aşk öldü
ihtimal başkaları da ölecek.
-Titriyorsun dedin-
-Titretiyorsun dedim-
Bakma sevişken olduğuma
ben aslında çekirgeyim
Oysa sen
şimdi muhtemelen
prefabrik düşler peşindesin
Düşlemek güzeldir
ahlaksız olabilir bazen
Seni gidi kuyruklu yalan
Görüyorum ki
sözlerin aşktan uzak
oysa sesin yakın
Aldığın her nefes kumar.
Nereye böyle alalacele
bir şiiri yarım bırakıp hem de.
Gerçi şiire benzetmemeliydim seni
Şimdi nerelisin diyecekler
Şiirtliyim diyeceksin.
Her zaman dediğim gibi
Bi şiiri asla yalanla beslememeli
Evet, hayat adil değil
tanrı hepimizden özür dilesin.
Bir düşünsene
değişen bir şey yok
mevsimlerden başka
Coşku; kelebek ömürlü rüzgar
Çile bezinden ördüğümüz aşk
çoktandır karantinada
kim bilir düvel kaçta bu gün.
Bizi ölüm kutsayacak,
bulutlar kar toplayacak o ara
ve bütün olasılıklar çocuklarımıza kalacak.
Hoş geldin ölüm
Hoş geldin bacanak.
Üstüme varmayın canım acıyor.
Dermeyi unuttuğum çiçekler
üstüme varmayın.
Aşk’mış
sen benim daktiloma
şerit bile olamazsın
Acıları misafir gelmiş
yüreğime akran
deli orman
hoş geldin…
Ömür gösterişe bakmaz
olup biten bir şişe şarap
ve birkaç kırık söz var
hoş gördük diyeceğin.
Bizim Tekin Tekir’i saymazsak
doğal bir özenle hazırlanmış bu sofradan
eni konu bir sen
olanca az bir ben kalkacağız
bütün riskimiz bu.
Ve birde
Tuzun yanına koyduğun cüzzam beste
Köpeğin duasıyla deniz mundar olmaz bilirsin.
Adam sende dediğin
hınzır aşif teler bütünüdür
aşk olan çalım.
A canım!
Koynundaki yılan için
denizi yanında taşıyanım.
Hatırla ninenin
her masal sonu illaki indirdiği
üç elmadan birini.
Suçları ısınmış çocuklardık hatırla.
Öfkene elma şekeri ver artık.
Belki yetecekti
biraz tuz biraz şamata
bin beş yüz metrede sür direk bu aşka
sen uzak ara mutluluklar toplamı diyebilirsin
Bak dinle
Adamsan;
Şerefinden ve şehvetinden sual olunur
Değilsen;
Hayali cihan değse ne değmese ne.
Hadi bunlar neyse de
veresiyeden bunca kelam ettik
üçüncü ayakta aşkı tek geçmeyecektik.
Cebimdeki son yiğitliği bozdurdum.
Olsun,
bundan sonrası bağ bozumu
kuşüzümü, börtü böcek
Yürü be çöpçü İstanbul.
yürü be …
Boş ver Çelebi
gelirse böyle gelsin
gelmezse canı cehenneme…
Ben yorgun bir sandalyeye
benzetirim kendimi
bir ayağım çukurda
biri hasta
biri ömrüne bereket.
Geceleri korkuyla uyanıyorum bu yüzden
Bu yüzden sırılsıklam ter içinde.
Ne aşktan, ne sevişmekten
Ey yüreğimdeki gizli harabe,
beni sakla
Beni sakla yiğitliğim…
Oğlum ayvaz
tüm hayır’larını tükettin ömrünün.
Tanımazdan geldiğim bütün evet’ler
Bilinmez
nereden çıktı bu rüzgar
bir inancı taşlar gibi yalayan saçlarını.
Yeterince içtik gidelim .
Bekletmeyelim çocukları ,
olsa olsa haytalık olur
bir afacanın sigortası.
Kim derdi büyüyecektin
Yalnız sözümün ve ailemin kölesiyim diyecektin