‘Kendine yabancı herkes tanışsın kendiyle’ demişsin,
Kelamını aldım.
Her şey yaşlanıyor, yalnızlık kalıyor geriye.
Bana şunu öğretti ki hayat
-kimse tek başına güzel değil-
Hüzün dedikleri potansiyel bir fahişe
baban bile böylesini görmemiştir.
Yalnız sen ve acılarım umurumdasınız
demek istemiştim
ama aşk
çok yalan bilir
ben pek azını söylerim
çünkü bilirim;
rüzgara karşı koşarsan daha fazla üşürsün
yürürsen kaderine durursun.
Görüyorsun ya
yasal bir serseriyim ben.
Yani seninle biz aynı yılın
İki ayrı mevsimi gibiyiz.
Ummana kurban olayım
Üç kadeh rakıdan güzeli yok
Bu gece bütün ağlara takılıyorum.
Aşk öldü
ihtimal başkaları da ölecek.
-Titriyorsun dedin-
-Titretiyorsun dedim-
Bakma sevişken olduğuma
ben aslında çekirgeyim
Oysa sen
şimdi muhtemelen
prefabrik düşler peşindesin
Düşlemek güzeldir
ahlaksız olabilir bazen
Seni gidi kuyruklu yalan
Görüyorum ki
sözlerin aşktan uzak
oysa sesin yakın
Aldığın her nefes kumar.
Nereye böyle alalacele
bir şiiri yarım bırakıp hem de.
Gerçi şiire benzetmemeliydim seni
Şimdi nerelisin diyecekler
Şiirtliyim diyeceksin.
Her zaman dediğim gibi
Bi şiiri asla yalanla beslememeli
Evet, hayat adil değil
tanrı hepimizden özür dilesin.
Bir düşünsene
değişen bir şey yok
mevsimlerden başka
Coşku; kelebek ömürlü rüzgar
Çile bezinden ördüğümüz aşk
çoktandır karantinada
kim bilir düvel kaçta bu gün.
Bizi ölüm kutsayacak,
bulutlar kar toplayacak o ara
ve bütün olasılıklar çocuklarımıza kalacak.
Hoş geldin ölüm
Hoş geldin bacanak.
Üstüme varmayın canım acıyor.
Dermeyi unuttuğum çiçekler
üstüme varmayın.
Aşk’mış
sen benim daktiloma
şerit bile olamazsın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder